Tanrı bana her ameliyatı yapma fırsatı verdi

16 yıl kaldığı ABD’de, Bismarck UND School of Medicine’da Plastik Cerrahi Merkezi’nin başkanı olarak çalışırken Türkiye’ye dönen Doç. Dr. Tuğrul Kihtir, plastik cerrahinin insanlar arasındaki “Görünümsel adalet” i sağladığını söylüyor. 43 yaşındaki başarılı doktor, estetik ameliyatlar nedeniyle birbirine benzer insanlarla karşılaşmamızın nedenini alışkanlıklarından vazgeçemeyen plastik cerrahlarla açıklıyor…

Çok uzun yıllar ABD’de çalıştıktan sonra Türkiye’ye döndünüz. Plastik cerrahi açısından ABD ile Türkiye arasında nasıl bir fark var?

ABD’de plastik ve rekonstrüktif cerrahi insanların çok başvurduğu ve kullandığı bir yöntem. Türkiye’de ise plastik cerrahi deyince akla ilk önce estetik cerrahi geliyor. Halbuki estetik cerrahi, plastik cerrahların yaptığı ameliyatların ortalama yüzde 15-20’sini kapsıyor. Bir de ABD’de insanlar -sanırım maddi ve kültürel nedenlerle- plastik cerrahiye daha çok başvuruyor. Avrupa’da ve ülkemizde ise durum böyle değil. Bu estetik cerrahi için de geçerli. Örneğin ABD’de memesi alınan kadınların yaklaşık yüzde 40-60’ı yeniden meme yaptırıyor.

Siz ağırlıklı olarak hangi ameliyatları yapıyorsunuz?

Plastik cerrahi geniş bir alan ve Tanrı bana hemen her ameliyatı yapma fırsatı verdi. Fakat bunların arasında meme cerrahisi, burun estetik cerrahisi, dudak kalınlaştırma ya da kırışıklıkların giderilmesi için kolojen enjeksiyonu gibi ameliyatları daha çok yapıyorum. Ayrıca yağ enjeksiyonu da yapıyorum. İnsanın kendi dokusunun kullanılması taraftarıyım; böylelikle vücudunuza yabancı bir madde girmiyor. Dudağa, elmacık kemiğine yani nerede kırışıklık varsa oraya enjekte edilebiliyor.

Türkiye’de en çok burun ve göğüs için estetik cerrahlara gidiliyor. Bu sıralama ABD’de nasıl?

Orada estetik ameliyat yaptıranların yüzde 85-90’ı kadın. Hem kadınlarda hem erkeklerde en çok yapılan ameliyat liposuction. Kadınlarda göğüs büyütme, erkeklerde göz kırışıklıklarının giderilmesi ve burnun düzeltilmesi de çok yapılan cerrahi müdahaleler.

Peki sizce Türkler neden burunlarıyla ilgili bir takıntıya sahip?

Değişik ırklarda değişik yapılar var. Mesela Batı ve Kuzey Avrupa insanlarında ince, küçük ve yüksek burun mevcutken; Doğu Akdeniz, Kafkasya ve Orta Doğu insanlarında burunlar büyüktür. Yani burun Türk insanının takıntısı değil, coğrafi bir durumun sonucu.

Estetik cerrahide son zamanlardaki trendler neler?

Son yıllarda erkekler Brad Pitt’inki gibi küçük burun istiyor. Ama artık insanlar bilinçleniyor, kendilerine yakışacak olanı istemeye başlıyor. Zaten bence estetik cerrahide amaç insana yakışacak bir sonuç ortaya çıkarmak olmalı.

Estetik cerrahi nedeniyle bazı insanların birbirine benzemeye başlaması sizi rahatsız ediyor mu?

Çok rahatsız ediyor, belki de plastik cerrahi yanlış anlaşıldı. İyi bir plastik cerrah ile sıradan olanı ayıran ortaya çıkan sonuçlardır. Fabrikasyon değil kişiye uygun sonuçlara ulaşmak gerekir. Sanırım plastik cerrahların alışkanlıklarını değiştirmek zor. Pek çoğunun eli hep aynı şeyi yapmaya alışıyor çünkü.

‘Plastik cerrahide etik’ konusu çok tartışılır oldu. Sizce ne etik, ne değil?

Etik öncelikle mesleki dürüstlük ve ahlaktır. Bir plastik cerrahın etik olabilmesi için; hastasına karşı dürüst davranması, sırf para için uygun olmayan bir ameliyatı yapmaması, hastasını bilgilendirmesi, eğer yapamayacağı bir ameliyatsa başka bir doktora yönlendirmesi ve meslektaşlarıyla dürüst ilişkilere girmesi gerekir.

Sizin “Etik nedenlerle yapmam” dediğiniz bir şey var mı?

Mesleğim gereği ameliyat konusunda uzmanım, yapamayacağım bir ameliyat yok. Ama bazı hastalara bazı ameliyatları yapmak istemeyebiliyorum. Örneğin çok güzel bir hanım gelmişti, düzeltmemi istediği sorun kendisinin kafasına taktığı ama cerrahi olarak teşhisi bile konulmayan çok ufak, gerçek dışı bir yakınmaydı. Ben kendisine o konuyla ilgili bir sorunu olmadığını söyledim. O hastayı ameliyat da edebilirdim ama etmedim, çünkü plastik cerrahi açısından etik değildi. İNSANIN kendi dokusunun kullanılması taraftarıyım, böylelikle vücudunuza yabancı bir madde girmiyor