Kalça Estetiği
Kalça estetiğinde kullanılan yöntemler kalçanın tipine, durumuna ve hangi sonucun elde edilmesinin arzulandığına göre değişir. Burada birçok yöntem mevcut olmakla birlikte, genellikle liposuction, yağ grefti, dermal flep, eksizyon, ve silikon protez yardımıyla augmentasyon-büyütme yöntemlerinden yararlanılır.
Kalça yapısı olarak toplumda, başlıca yuvarlak, dikdörtgen, A şekilli ve V şekilli olmak üzere 4 tip kalça şekli görülür. En sık kalça türü, yuvarlak şekilli kalça olup, insanların %40’ında görülür. Sanılanın tersine ideal kalça türü yuvarlak değil, A harfine benzeyen kalçalardır. Burada kalçalar belden alta doğru indikçe aşağı bölümleri oval bir şekilde hafifçe genişleyerek A harfi şeklini almaktadır. Bu tür kalçalar toplumun %30’unda görülür. Bunun tam tersi ise V harfi şekilli, yani yukarıdan aşağı indikçe daralan kalçalardır. V şekilli kalçalar insanların yaklaşık %15’inde görülür. Yatay diktörtgen şekilli kalçalar da yine toplumun %15’inde görülür.
İdeal kalçada, A harfi şekilli olmasının yanında, kalça altı kıvrımın bacak içlerinde başladığı noktada bacaklar arasının elmas şeklinde hafif açık olması ve kalça altı kıvrımın bu noktadan hafif aşağı doğru ilerledikten sonra yukarı çıkarak, açıklığı yukarı bakan hafif hilal şekilli kavsini tamamlaması idealdir. Benzer şekilde kalçaların üstte birleştiği alt bel bölgesinde V şekili bir çukurcuğun olması da kalçalara daha belirgin ve estetik bir görünüm vermektedir. Yine kalçaların bele yakın üst bölümlerinde gamze olarak bilinen çukurcukların bulunması da estetik olarak arzu edilen bir durumdur. Anlaşılacağı üzere, kalçanın değerlendirmesinde ayrıntılı ve bilinçli analiz çok önemlidir.
Kalça estetiğinde ideal tek bir tedavi yöntemi yoktur, tedavi kalçanın şekline ve arzu edilen değişime göre belirlenir. En sık kullanılan yöntemler doku fazlalığı varsa liposuction, doku azlığı varsa ve ileri derece değilse yağ grefti uygulaması, ve belirgin derece doku azlığı varsa ve kalça kasları belirgin değilse silikonlu protez uygulaması olarak özetlenebilir. Kalça estetiğinde başarı için doğru analiz çok önemlidir. Bazen çok küçük bir detayın saptanıp düzeltilmesi bile büyük yarar sağlayabilir.
Kalçaların büyütülmesi ya da belirginleşmesi isteniyorsa yağ greftlerinden veya silikon protezlerden yararlanılır. Silikon protez olarak, kalça kasının uzunluk-genişlik oranlarına göre seçilen oval, yuvarlak ya da damla şekilli yumuşak protezler kullanılır. Burada kullanılan silikon protezler serbest jel silikon içermeyen, yumuşak solid silikon protezlerdir ve deri altına değil, kas içine yerleştirilerek doğal ve emniyetli sonuçlar elde edilebilmektedir. Dolgu amaçlı serbest jel silikon uygulaması yan etkileri nedeniyle artık kullanılmamaktadır, bunun yerine yağ grefti ya da yapay dolgu maddelerinden yararlanılır. Bu iki yöntemin en büyük farkı, yapay dolgu maddeleri 9-12 ay içinde tamamen emilmesi, yağ greftlerinin ise %30-40’ının zamanla emilmesi ve %60-70’inin canlı kalarak dolgu etkisinin kalıcı olmasıdır. İple kalça askılama yöntemini ise ben kişisel olarak yeterli, sürekli ve yeterince detaylı bulmuyorum.
Anlaşılacağı üzere kalça şekillendirme deyince hemen silikon protez anlamamak gerekir. Yöntemler çok farklı ve çeşitlidir, protez bunlardan sadece biridir ve tedavi gereksinime göre planlanır.
İyileşme süreci, yapılan uygulamaya göre değişir. Silikon protez uygulaması sonrasında 2-3 hafta süreyle kalça üzerine basıdan kaçınılır, bu süre içinde kalçaların üstünde oturulmaz ve yüzükoyun uzanılır. İşe ve normal aktivitelere dönüş ve yüzme bu sürenin sonunda mümkün olur. Jimnastik gibi sporlara 6 hafta sonra, motorsiklet kullanma dahil tüm aktivitelere ise 3 ay sonra başlanabilir. Liposuction ve yağ grefti sonrasında ise bu süreler çok daha kısa olup kalçalara basıdan 2-3 gün kaçınılır ve işe ve koşulara bu süre sonunda, jimnastik ve motorsiklet kullanma gibi aktivitelere ise 2-3 hafta sonra başlanabilir.
Liposuction ve yağ grefti sonrası iz problemi yok denebilir kadar azdır çünki işlem 2-3 mm kadar küçük kesilerle gerçekleştirilir. Silikonlu protezler ise kalçaların birbirine bakan iç yüzlerinde uygulanan 7-8cm kesilerle yerleştirilir ve kalçanın üstüne ve yukarısına uzanmadığı için genellikle sorun olmaz.
Her cerrahi müdahelede olduğu gibi kalça estetiği girişimlerinin de bazı riskleri vardır. Yağ grefti uygulamasından sonra yağın bir kısmı zamanla emilir. Uygun teknikle yapılan yağ greftlerinden sonra emilim oranı ortalama %30-40’dır. Çünki yağ grefti, hastanın kendi dokusu olduğu için, %60-70’i yaşamına devam edebilmekte ve kalıcı dolgunluk sağlanabilmektedir. Silikon protez ile kalça büyütme ameliyatı sonrasında görülebilen başlıca riskler ise iz yerlerinde geç iyileşme, enfeksiyon, sıvı birikimi, kapsül oluşumu, siyatik ağrısına benzer geçici ağrı ve ender olarak protezin zamanla deriden dışarı çıkabilmesi olarak sayılabilir. Bu risklerin ortaya çıkma olasılığı %1-3 civarındadır. Kalça estetiği girişimlerinde doğru analiz ve gerekli en emniyetli tedavinin uygulanması, istenen sonucun elde edilmesinde çok önemlidir.